Örnek bilim insanı: Fikret Şenses
- Emekbaris Kepenek
- 27 Nis 2024
- 3 dakikada okunur
Birgün, 29.01.2023
ODTÜ İktisat Bölümü emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Fikret Şenses’i (1947-2023)
geçtiğimiz hafta sonu uğurladık.
Şenses, ömrünü ders vererek geçirdi; ancak, ders alınacak çok yönü vardı.
Bir bilim insanının üç özelliği olmalı: 1. Bilgiyi aktarmak ya da öğretim; 2. Araştırma yapmak
ya da bilgi üretmek; 3. Bilginin toplumsallaşması için çalışmak. Fikret Şenses, bu üç işlevi de
dengeli, tutarlı, eksiksiz ve güçlü bir biçimde yerine getirmesini bildi.
EĞİTİMİN BELİRLEDİĞİ
Samsun Maarif Kolejinden sonra tüm üniversite ve sonrası eğitimini devlet bursuyla gittiği
İngiltere’nin ekonomi alanında en önde gelen üniversitelerinde aldı. Lise eğitiminden sonra
yurt dışına gönderilenlerin başarı oranı çok düşüktür; Fikret, ekonomi biliminin doğum yeri
olan ülkede, sonradan yaptıklarının da kanıtladığı gibi, dört dörtlük bir eğitim aldı. Smith’in,
Ricardo’nun, Marks’ın, Marshall’ın, Robinson’un, Keynes’in vb ardıllarından aldığı derslerle
büyüdü. Ekonomi bilimi, değişik düşünce akımlarının bileşkesidir. Fikret, o çok karmaşık ve
karşıt görüşleri harmanlamasını bildi. Öğrenciliğinde ülkesinin sorunlarıyla da sürekli
ilgiliydi. Şehircilik konusunda eğitim alan eşi Melek ile de o süreçte evlendi; şu sırada başarılı
bir iktisatçı olan kızları Mine de Londra’da doğdu.
Yurt dışında kolayca sahip olabileceği iş olanaklarını elinin tersiyle iterek halkına borcunu
ödemek üzere yurda döndü. ODTÜ’ye 1980’de geldiğinde, ülke de, bu üniversite de en
bunalımlı dönemini yaşamaktaydı. Şenses, İktisat Bölümü’nün ağır yaralar aldığı o süreçte,
birleştirici, tutarlı, bilinçli katkılarıyla o yaraların sarılmasında çok etkili oldu.
Bilim insanı, kurumunda (ya da dışarıda) yönetim görevinden olabildiğince uzak durmalı
görüşünde olmakla birlikte, üstlendiği İktisat Bölümü Başkanlığı; ODTÜ Gelişme Dergisi
Yayın Yönetmenliği ve YÖK üyeliği görevlerinde bilimselliğe önem vererek çok başarılı
oldu. Düzenlediği ve katıldığı çok sayıdaki bilimsel toplantılarla da bilimin
toplumsallaşmasına önemli katkılar yaptı.
BİLGİ ÜRETİMİ
2
Fikret Şenses, parlak bir bilim insanı olduğunu, Türkçe ve İngilizce yazdığı makale ve
kitaplarla kanıtladı. Ülkemizde olduğu kadar, ABD’den Uzak Doğu’ya bilimsel toplantılarda
çağrılı bildiriler sundu. Bu arada iktisat-dışı yazdıklarından iyi bir yazar ve düzeltmen
olduğunun da tanığıyım.
Şenses’in bilimsel üretiminin tamamını burada ele alma olanağı yok yalnızca iki kitabına
değiniliyor.
Bunlardan ilki “Küreselleşmenin Öteki Yüzü Yoksulluk-Kavramlar, Nedenler, Politikalar,
Temel Eğilimler, (İletişim, 2003); ikincisi de “İktisada (Farklı Bir) Giriş” (İletişim, 2017).
Çalışmaları daha çok mikro iktisat ağırlıklı olan Şenses, asıl iş edindiği “Kalkınma İktisadı”
ile bilime, bir bütün olarak ve ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler
gözlüğünden bakıyordu. 1989’da Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonrasının ürünü olan
küreselleşme, genellikle “görme engellinin fili tuttuğu” gibi incelenir. Fikret, küreselleşmeyi,
bir bütün olarak ve “ezilen, sömürülen insan” boyutuyla inceleyen önde gelen bilim
insanlarından biridir.
İktisada Giriş’e gelince. Ekonomi eğitiminde “giriş” dersleri çok önemlidir. Çünkü giriş dersi,
öğrenciye kolayca bir “at gözlüğü” takılması ve çoğu kez ömür boyu o gözlükle yaşaması
anlamına gelir. Yıllarca giriş dersi verdikten sonra, deneyim ve birikimlerinin ürünü olan ve
yazılması sırasında aylarca TBMM kütüphanesinde bir arada bulunmamızın da katkısıyla,
“Farklı” İktisada Giriş çalışmasının, öğrenciye ve okuyucuya nesnel, çok yönlü ve bilimsel bir
ekonomiye bakış kazandırdığını söylemeliyim.
ODTÜ SALI
Saygınlık, doğruluk, dürüstlük, sevecenlik, erdem, özetle bir ahlâk anıtı olan, bunu kişisel
bakımına gösterdiği özenle tamamlayan Fikret Şenses, düzenli bir biçimde konser ve tiyatro
izlemeyi, maçlara gitmeyi de işinin bir parçası sayıyordu. Zamanı çok iyi kullanır; çok bağlı
olduğu ailesine, Samsun dahil zaman ayırmasını bilirdi.
Öğrencileriyle çok etkin bir iletişim içinde olan Şenses, öğretim üyelerinin bir araya
gelmesine de özel bir önem verirdi. Önce, öğle yemeklerine birlikte gitmemiz, sonra da
emekli olan öğretim üyelerinin oluşturduğu ( yaş sırasına göre, Fikret Görün, Oktar Türel,
Nur (ve kimi zaman İnşaat Bölümünden eşi Engin) Keyder; , Aylin (ve Planlama’dan Yavuz)
Ege ve Eyüp Özveren ile “ODTÜ Salı” yemeklerinde bir araya gelmemiz sanırım onun
girişimi olarak başladı. İki saatten fazla bir süren o bol kahkahalı yemekte, hemen her şey
konuşulur. Yemeğin vazgeçilmezi fıkra anlatımlarıdır. Bu konuda Engin Keyder başı çeker;
Görün ise başaltı. Şenses, kimi kez, kendisini de konu yapacak kadar gelişmiş olan mizah
yeteneğini, İngiltere’ye değil, Karadeniz’e (Samsun) borçlu olduğunu özenle belirtirdi.
Doğrusu ben de Doğu Karadeniz’i ezdirmedim.
Söylemeye gerek yok; Fikret, “mandacı iktisatçı” olmazdı, tam tersine, bu ülkenin her türlü
mandacılığa karşı Kurtuluş Savaşı verilerek kurulduğunun ve Cumhuriyet’in değerlerinin
bilincindeydi.
Fikret Şenses, yaşamının son döneminde, çok sevdiği ülkesinin, o uluslararası övgü kaynağı
ODTÜ’nün ve ömrünü verdiği bilim dalı iktisadın bu ülkede getirildiği bilim dışı durum
nedeniyle elbette çok üzgündü; buna karşın, hiç ama hiç umutsuz değildi. O güzelim
gülümseyişiyle hep ışıklar içinde olsun. Başta çok özverili ailesi olmak üzere tüm sevenlerinin
başı sağ olsun.
Comments